Hayatın ne kadar aniden değişebileceğini gösteren bir olay geçtiğimiz günlerde İstanbul'un kalabalık bir caddesinde yaşandı. Genç bir adam, hiçbir suç işlemediği halde yolda yürürken aniden başlayan bir kurşun yağmurunun kurbanı oldu. Bu talihsiz olay, hem mağdurun hem de çevredeki insanların hayatında derin izler bıraktı. Olayın tanığı olan genç adam, o anı ve sonrasındaki süreci haberistanbulu'na detaylarıyla anlattı.
Olay, 15 Ekim 2023 tarihinde, akşam saat yedi sularında Güneşli Mahallesi'nde meydana geldi. O sırada arkadaşlarıyla sohbet eden Emre, bir anda yüksek seslerin ve insanların çığlıklarının arasında kendini buldu. Yolda yürüyen Emre, o anı şöyle tarif ediyor: "Dolmuş duraklarının yanındaydım. Önce her şey normaldi ama bir anda herkes kaçışmaya başladı. Kulaklarımda bir uğultu vardı, sonra bir şeylerin patladığını anladım. Başka bir ses daha duydum, o da neydi? O an anlayamadım ama içgüdüsel olarak siper almaya çalıştım." Olayın hemen ardından çevredeki kalabalık ara sokaklara ve iş yerlerine kaçarken, yaşadığı dehşet dolu anları hala unutamadığını belirtiyor.
Olayın ardından hastaneye kaldırılan Emre, şanslıydı ki vücudunda sadece hafif yaralar oluşmuştu. Ancak, yaşadığı travmanın ruhsal etkisi çok daha derin oldu. "Bana ne olduğunu anlamadım bile. O an sadece kaçmalıydım. İnsanlar nasıl bu hale geliyor? Herkes farklı sebeplerle birbirine saldırabiliyor. Şimdi dışarı çıkmakta bile korkuyorum." diyerek hislerini aktardı.
İstanbul'un kalabalık caddelerinden birinde yaşanan bu olay, toplumda büyük yankı uyandırdı. Emre'nin yaşadığı bu korkunç olay, ülke genelinde silahlı saldırılar konusunda bir uyanışı tetikledi. Emre, "Türkiye'de giderek artan şiddet olayları karşısında ne yapmalıyız? Daha fazla insanın bu tür olaylara maruz kalmasına izin vermemeliyiz." dedi. Olaydan sonra, Emre'nin ailesi ve arkadaşları için büyük bir dayanışma ve destek süreci başladı. Olayın ardından mahalle sakinleri bir araya gelerek güvenlik önlemlerini artırmayı amaçlayan bir toplantı düzenlediler.
Uzmanlar, bu tür olayların ardında genellikle sosyal ve ekonomik faktörlerin yattığını belirtiyor. Yoksulluk, işsizlik ve eğitim eksikliği gibi sorunlar, gençler arasında yasa dışı faaliyetlere yönelme riskini artırıyor. Olayın üzerinden birkaç gün geçtikten sonra oluşturulan bir platform, toplumda bu sorunlara dikkat çekmek ve çözüm önerileri geliştirmek amacıyla bir araya gelmeleri için vatandaşları davet etti.
Emre'nin olayı, sadece onun hayatını değil, çevresindeki toplumu da etkiledi. Aileler, çocuklarına daha fazla dikkat etmeye başladı; sokaklarda yapılan etkinlikler ve organizasyonlar, daha fazla güvenli alan yaratma çabalarına dönüştü. Gazeteler, televizyon kanalları ve sosyal medya, bu olayın üzerinden yola çıkarak şiddet olayları ile mücadelede farkındalık yaratmayı amaçlayan kampanyalar başlatmaya başladılar. "Bu bir sıradan olay değil. Toplum olarak birlikte hareket etmeliyiz." ifadeleri öne çıktı.
Emre ise yaşadığı travmayı yenmeye çalışırken, hayata tutunmak için çaba göstermeye devam ediyor. Her ne kadar dışarı çıkarken korksa da, bu durumun kendisine güç kattığını düşünüyor. "İçimde bir şey değişti. Artık hayattan daha fazla şey bekliyorum. Bu korkunun üstesinden gelmek istiyorum. Yaşadığım deneyim beni bir insan olarak daha güçlü kıldı," dedi. Yaşadığı bu olay, bir felaketten daha fazlası; aynı zamanda topluma dikkat çekici bir uyarı niteliği taşıyor. Toplumun en acil meselelerine dikkat çekmek için harekete geçirilen girişimler, Emre gibi diğer bireyler için bir umut ışığı olma özelliği taşıyor.
Sonuç olarak, Emre'nin hayatına etki eden bu olay, sadece bireysel bir mücadele değil, aynı zamanda toplumun karşı karşıya olduğu daha büyük sorunlara da ışık tutuyor. Silahlarla ilgili denetimlerin artırılması ve bireyler arasında empati oluşturulması gerektiği gerçeği, yaşanan olaylarla daha da belirgin hale gelmiş durumda. Bu tür olayların tekrar yaşanmaması için herkesin üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi büyük önem taşıyor.