Son dönemde yaşanan çatışmalarla ilgili şok edici açıklamalar gündeme bomba gibi düştü. Bir tanık doktor, İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği operasyonlar sırasında yaşanan siyasi ve insani drama ışık tuttu. Ülkemizdeki sağlık sisteminin genelinde dikkat çekici bir sorun olarak kabul edilen sağlık hizmetlerine erişim, savaşın tam ortasında yine gündem maddesi haline geldi. Doctor, tanıklık ettiği olayları ile açıklamalarındaki cesaretiyle, savaşın çıkarcı yüzünü açığa çıkarmak için önemli bir adım attı.
Tanık doktor, yaptığı açıklamalarda, “Hastanemize getirilen birçok yaralı, savaşın boyutlarını gözler önüne seriyor. Mermilerin isabet ettiği bedeni parçalanmış insanlar gördüm. Bununla birlikte, yaklaşık 40 yaşındaki bir adamın iki ellerinin de bağlı olduğunu gördüm. Korkunç bir manzara ve barış için yapmamız gereken daha çok şey var” ifadelerini kullandı. Aynı zamanda, "Bu insanlar gözaltında işkenceye maruz kalıyor, gözlerindeki korkuyu silmek için bir şeyler yapmak zorundayız" dedi.
İsrail’den gelen sağlık raporları ve bağımsız gözlemcilerin analizleri, yaşanan olayların uluslararası hukuk çerçevesinde bir savaş suçu olduğunu ortaya koyuyor. İnsan hakları örgütleri, uluslararası topluma ve Birleşmiş Milletler'e İsrail'in bu eylemlerini kınama çağrısı yaparak, tekrar böyle bir trajedinin yaşanmaması için acil önlemler alınmasını talep etti.
Tanık doktor, şu noktaya vurgu yaptı: "İsrail’in askeri stratejileri, sivil halk üzerinde korku ve çaresizlik oluşturmaya dayanıyor. Askeri operasyonlar, sivil binalara ve hastanelere yakın yerlerde gerçekleşiyor. Böylece masum insanların hedef alınması kaçınılmaz hale geliyor. Bunun sonucunda ise binlerce kişi zorunlu olarak yerinden ediliyor ve hayatta kalabilmek için çaresizce savaşıyorlar.”
Ülkedeki sağlık sistemi de bu çatışmalardan ağır yaralar aldı. Savaşın en derin etkilerinin hissedildiği hastaneler, ele geçirildi veya hedef alındı. Yanlış hanelerde sivil savunma önlemleri almak zorunda kalan sağlık çalışanları, kimsenin yardım edemediği bir ortamda tarih yazmaya çalışıyor. Bunun yanında hastanelerdeki yetersiz ekipman ve tıbbi malzemeler, hayati müdahaleleri yapmakta ciddi anlamda zorluklar yaşanmasına sebep oldu. Tanık doktor, "Birçok yaralıyı tedavi edemeden kaybettik. Hastanelerimiz her gün boşaltılıyor, yaralı sayısı artıyor" dedi.
Bu durum, sivil hayatın her gün biraz daha zorlaşmasına yol açarken, aynı zamanda savaşın sonuçlarından etkilenen insan sayısını da artırıyor. Harekete geçen çok sayıda aktivist ve insan hakları savunucusu, bu durumun sona ermesi için seslerini duyururken, tanık doktorun verdiği bilgiler, uluslararası toplumda yankı bulmuş durumda. Olayın işleniş biçimi ve sivil kaybı, dünyanın dört bir yanından aldıkları destekle daha da artış gösteriyor.
İsrail’in bu eylemleri, yalnızca Orta Doğu’da değil, tüm dünyada büyük yankı uyandırırken, uluslararası toplumun tepkisiz kalması düşündürücü. Tanık doktorun bu açıklamaları, gerçeğin kabul edilmesi ve uluslararası hukukun işlerliği açısından kritik bir rol oynuyor. Durum çok acil boyutlara ulaştı ve yetkililerin, sivil hayatı korumak için derhal harekete geçmeleri gerekiyor.
Bütün bu olanların ortasında, yalnızca savaşın getirdiği acıların sınırları zorlanmıyor, aynı zamanda buna karşın oluşan dayanışma ruhu, masum insanların hayatlarını kurtarmak için sürekli çaba gösteren sayısız insani yardım kuruluşunu da ortaya çıkarıyor. Tanık doktorun cesurca verdiği bilgiler, umuyorum ki bu konuda gereken adımların atılmasını sağlayacaktır. Israrla ve inatla savaşın sona ermesi için herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi şart, aksi takdirde gelecek nesiller için hayal kırıklığı dolu bir tarih daha yazılacak.
İsrail'in saldırılarında yaşamını yitiren masum insanların yaşadığı dram ve tanıklıklar, bu tür çağrıları daha da önemli hale getiriyor. Uluslararası toplumun savaş suçlarını tanıması ve gerekli önlemleri alması elzem. Zira savaşlar geride bıraktığı yıkım ve acılarla geleceğimizi tehdit ediyor.