İstanbul’da yaşanan bir olay, hem ailesi hem de komşuları için tam anlamıyla bir kabusa dönüştü. Kötü kokular, bir süre sonra dikkat çekti ve bu durum, bir cinayet bilgisinin ortaya çıkmasına sebep oldu. Hamile eşini vahşice öldüren koca, cesetiyle 10 gün boyunca evde yaşamaya devam etti. Olay, kadının kaybolduğu dönemde komşularının ve akrabalarının yaşadığı endişeyi artırırken, polis soruşturması başlatıldı. Olayın derinliklerine inildiğinde, tüm İstanbul'ı sarsan bir vahşetin durumu gözler önüne serildi.
Komşular, yaşanan kötü kokunun geldiği evin kapısını çaldıklarında içlerinden birisi, durumu polise bildirmeye karar verdi. 10 gün boyunca kayıp olan hamile kadının evinde, çok sayıda hadise yaşandığı anlaşılınca, emniyet güçleri derhal harekete geçti. Evin içinde yürütülen aramalarda, hamile kadının cesediyle karşılaşılması, polis ekiplerini ve işin içine dahil olan herkesi şok etti. Hamile kadının durumu, tüm İstanbul’da büyük bir infial yarattı ve sokaklarda, sosyal medyada büyük yankı buldu. Komşular, kadın ile ilgili endişelerini her kapıda dile getiriyorlardı, fakat kimse bu kadar korkunç bir olayın yaşanmış olabileceğini düşünmemişti.
Olayın hemen sonrasında, hatalı bir şekilde kayıplara karışmış olan koca, gözaltına alındı. Hamile eşinin ölümündeki edebi hafiyeliği sorgulandı. İlk başta cinayetle ilgili iddiaları reddeden koca, polisle yaptığı görüşmelerde sonunda suçunu kabul etti. Olayın nasıl meydana geldiği hakkında birçok detay ortaya çıktı. Koca, eşinin haksız yere suçladığını iddia ederken, yaşanan tartışmalar sırasında sinirlenip eşine zarar vermek durumunda kaldığını açıkladı. Ancak detayların açığa çıkmasına neden olan bu itiraflar, yaşanan cinayetin korkunç boyutlarını gözler önüne serdi. Hamile bir kadını öldürmenin sonuçlarının gerçekten de bu kadar ağır olduğunun bilincinde olup olmadığı sorgulanacak bir başka detay oldu. Tutuklama kararı sonrası, koca adliyeye sevk edilerek, yargılanma sürecine geçirildi.
Bu tür sessiz cinayetlerin, toplumda yarattığı tedirginlik, insanlara karşı kötü niyetli insanların ne kadar iç içe olduğunu ve bu durumların her an yaşanabileceğini hatırlatıyor. Daha çok insanın voleybol sahasında rahatsız edici olaylar yaşanırken, bu tür olaylarla ilgili farkındalık oluşturulması ve toplumda daha sağlam önlemler alınması gerektiği bir kez daha gündeme geldi. İstanbul’da yaşanan bu cinayet, toplumda çok sayıda insanın aklını kurcalamaya devam ederken, hamile kadınların ve ailelerin yaşadığı benzeri durumlara dikkat çekilmesi konusunda bir uyarıcı görevi üstlendi. Sağlam bir toplumsal bilinç geliştirmek, benzer olayların önüne geçmek ve duyarlı olmak, şiddetin önlenmesi için atılması gereken adımlar arasında.”
Geçtiğimiz günlerde, bu hüzün verici olayı ve benzerlerinin daha fazla yaşanmaması için suçluların toplumdan daha fazla soyutlanması gerektiği, araştırmalarla da desteklenen bir gerçektir. Özellikle ev içi şiddet ve kadın cinayetleri konusunda yürütülen çalışmaların, toplum nezdinde büyük bir yankı uyandırması gerektiği belirtiliyor. Medyanın da bu konularda gerekli duyarlılığı göstermesi, özellikle kadın odaklı cinayet haberlerinde dikkat çekici ve önleyici bir bakış açısına sahip olunduğunda, birleşik bir çabanın sonucu olarak vahşetlerin önüne geçilebileceği düşünülüyor.
İstanbul’un karanlık bir köşesinde yaşanan bu tür olayların toplumda yarattığı travmaların çok derin olduğunun unutulmaması gerekiyor. Vahşetin, kötü kokularla gizlenemeyecek kadar büyük bir sorun olduğunu ve bunun için çözüm yollarının bulunması, sosyal ve hukuksal reformların yapılması zaruridir. Aksi halde, kayıplar ve acılar devam edecektir.