Son günlerde Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan kamuoyu anketleri, 2016'dan bu yana iktidarda olan Trump yönetiminin zorlu bir döneme girdiğini gözler önüne seriyor. Özellikle ticaret savaşlarının sonuçları, halkın Trump'a duyduğu destek üzerinde büyük bir etki yaratmaya başladı. ABD'nin başını çektiği ticaret çatışmaları, dünya ekonomisinde ciddi dalgalanmalara yol açarken, bu durum iç kamuoyunda da farklı karşıt görüşlerin doğmasına sebep oldu. Daha fazla iş kaybı ve artan fiyatlar, seçmenlerin hükümete olan güvenini sarstı.
Son dönemde yapılan anketlerde, Trump’ın %40'ların altında bir destek oranına sahip olduğu ifade ediliyor. Önceki seçimlerde Trump'ı güçlü bir şekilde destekleyen birçok grup, ticaret politikalarının beklenen olumlu etkileri yerine olumsuz sonuçlar doğurduğuna inanıyor. Özellikle tarım kesimindeki üreticiler ve sanayiciler, uygulanan gümrük tarifelerinin kendi işlerini olumsuz yönde etkilediğini dile getiriyor. Çiftçiler, Çin'e uygulanan gümrük tarifeleri nedeniyle ürünleri için aldıkları fiyatların düştüğünü ve bu durumun aile bütçelerini sarstığını kaydediyorlar. Sonuç olarak, Trump yönetimi bu kesimlerde kaybettiği desteği yeniden kazanmakta zorlanıyor.
Ticaret savaşlarının yarattığı belirsizlikler, ABD ekonomisine dair olumsuz algılar oluşturdu. Birçok tüketici, artan ürün fiyatları karşısında harcamalarını kısma yoluna gidiyor. Bu durum, özellikle perakende sektöründe ciddi bir daralma yarattı. Ekonomistlerin belirttiğine göre, ticaret politikalarının uygulamaya konulmasıyla birlikte ABD'nin ekonomik büyüme beklentileri de aşağı yönlü bir revizyondan geçiyor. Bu durum, seçimlerde de Trump'ın karşısına kötü bir performans olarak çıkabilecek gibi görünüyor.
Trump'ın liderliğiyle birlikte uygulanan politika değişiklikleri, aslında sadece ticaretle sınırlı kalmadı. Aynı zamanda sağlık, çevre ve sosyal politikalar gibi konularda da tartışmalar devam ediyor. Seçmenler, bu konulardaki tutumlarını sorgulamaya başladıkça, Trump’ın birincil savunma hattı olan "ekonomik büyüme" argümanı da zayıflamaya başlıyor. Seçimlere sayılı zaman kaldığı için Trump, sosyo-ekonomik sıkıntılara çözüm üretecek yeni stratejiler geliştirmek zorunda kalıyor.
Her ne kadar Trump, kendisini "ABD'nin ticaret savaşlarındaki kazananı" olarak tanıtmaya çalışsa da, kamuoyundaki algı giderek tersine dönmekte. Önümüzdeki seçimlerde, iflas eden çiftçiler, işten çıkarmalar yaşayan işçiler ve artan yaşam maliyetleri, Trump’ın geçmişteki destekçileri tarafından sorgulanacak unsurlar olarak karşımıza çıkıyor. Bu durum, Trump’ın yeniden seçilme şansını tehlikeye atabilir.
Sonuç olarak, ticaret savaşları hem iç kamuoyunda hem de dünya genelinde karmaşaya yol açıyor. Bu yaşananlar, Trump'ın liderlik döneminde iç siyasi dengeleri sarsabilir. Her ne kadar Trump, karşıt görüşlere göre kendi doğrularını savunmaya devam etse de, dünya genelindeki ekonomik değişimler ve yavaşlama, halkın neler düşündüğüne dair daha fazla belirsizlik yaratıyor. Seçim sürecinde bu gelişmelerin nasıl etkili olacağını hep birlikte göreceğiz. Ancak şu bir gerçek ki, kamuoyunun sesine kulak vermeyen bir liderin geleceği, belirsizliklerle dolu.