İsrail, Lübnan'a yönelik düzenlediği yoğun hava saldırılarında son 24 saat içinde 94 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Saldırılar, özellikle güney Lübnan'daki sivil yerleşim yerlerini hedef alırken, çok sayıda insan yaralandı ve binalar büyük hasar gördü. Bölgedeki sağlık yetkilileri, ölü sayısının artabileceğinden endişe ederken, saldırılar uluslararası arenada büyük tepkilere neden oldu.
İsrail, saldırıların gerekçesi olarak Lübnan'daki Hizbullah güçlerinin İsrail'e yönelik saldırılarına karşılık verdiğini iddia etti. Ancak, sivil yerleşimlerin hedef alınması, birçok uluslararası insan hakları örgütü tarafından kınandı. Birleşmiş Milletler (BM) ve çeşitli sivil toplum kuruluşları, İsrail’in bu operasyonlarını orantısız güç kullanımı olarak değerlendirerek, acil ateşkes çağrısında bulundu.
Lübnan'da en fazla etkilenen bölgeler arasında güney sınırındaki köyler ve kasabalar yer alıyor. Hava saldırıları sonucu altyapı büyük ölçüde tahrip olurken, elektrik ve su hizmetleri de kesildi. Yerel yetkililer, bölgedeki hastanelerin dolup taştığını ve sağlık ekipmanları ile ilaçların yetersiz kaldığını bildirdi. Yaralıların çoğu ağır durumda ve tedavi için acil tıbbi malzemelere ihtiyaç duyuluyor.
Lübnan hükümeti, İsrail'in saldırılarını "egemenlik ihlali" olarak nitelendirerek, uluslararası toplumu acil müdahale etmeye çağırdı. Başbakan, İsrail'in saldırılarının sivilleri hedef aldığını belirterek, bu saldırıların durdurulması için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni harekete geçmeye davet etti. Ancak, bölgede gerilim tırmanmaya devam ediyor ve bir çözüm bulunması için diplomatik çabalar yetersiz kalıyor.
Uluslararası kamuoyu da gelişmeleri yakından takip ediyor. Avrupa Birliği ve diğer bazı ülkeler, sivillere yönelik saldırıların kabul edilemez olduğunu belirterek taraflara itidal çağrısında bulundu. Ancak İsrail’in askeri operasyonlarını durdurmaya yönelik somut bir adım henüz atılmadı.
Bu olaylar, Orta Doğu’daki istikrarsızlığın ve çatışmaların ne kadar derin olduğunu bir kez daha gösteriyor. İsrail ile Hizbullah arasındaki bu yeni çatışma dalgası, bölgedeki barış umutlarını tehlikeye atarken, sivil halk ise en büyük bedeli ödüyor.