Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), İran’ın zenginleştirilmiş uranyum stoklarının nerede bulunduğuna dair belirsizliklerin sürdüğünü açıkladı. Bu durum, nükleer anlaşmanın yeniden canlanması ve İran'ın nükleer programının kontrolü açısından pek çok soruyu beraberinde getiriyor. Özellikle, İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin artması, bölgedeki jeopolitik gerginlikleri de tırmandırıyor.
UAEA, son raporunda İran'ın zenginleştirilmiş uranyum stoğuna dair herhangi bir net bilgiye ulaşamadığını belirtti. Yetkililer, bu stokların izlenmesi ve kontrolü konusunda yaşanan zorlukların, İran'ın nükleer anlaşmadaki yükümlülüklerini ihlal etme riski taşıdığını vurguladı. Raporda, İran’ın çeşitli lokasyonlarında zenginleştirilmiş uranyum bulundurduğu bildirilirken, bu stokların kesin miktarları ve yerleri konusunda herhangi bir doğrulama yapılamadığı belirtildi.
UAEA'nın Genel Direktörü Rafael Grossi, İran'ın nükleer programının şeffaflığına ihtiyacı olduğunu ifade etti. “Umarız, İran hükümeti uluslararası toplum ile daha fazla işbirliği yaparak bu konuda netlik sağlar,” diyen Grossi, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi konusunda katı politikaların uygulanmasının önemine de dikkat çekti.
İran'ın zenginleştirilmiş uranyum stoklarının belirsizliği, sadece nükleer güvenlik açısından değil, aynı zamanda bölgedeki jeopolitik denge açısından da ciddi endişelere yol açıyor. ABD ve Avrupa ülkeleri, İran'ın nükleer programının kontrol altına alınabilmesi için sürdürülen diplomatik çabaların sonuçsuz kalmasının, Orta Doğu'da bir nükleer silah yarışına neden olabileceğinden endişeli. Bu durum, özellikle İsrail’in İran'ı hedef alması konusunda daha agresif bir tutum sergilemesine yol açabilir.
Bölgedeki diğer ülkeler de, İran’ın nükleer potansiyelinin artışından endişe duyuyor. Suudi Arabistan gibi ülkeler, Tahran’ın nükleer silah geliştirmesi durumunda kendi nükleer programlarını geliştirmek zorunda kalacaklarını belirtiyorlar. Bu bağlamda, UAEA'nın güncel durumu ortaya koyması ve İran ile olan diyaloğun güçlendirilmesi çağrıları yapılıyor.
Sonuç olarak, İran’ın zenginleştirilmiş uranyum stoklarına dair belirsizlikler, yalnızca uluslararası güvenlik açısından değil, aynı zamanda bölgesel istikrar açısından da kritik bir sorun haline geliyor. UAEA'nın raporları, bu konuda daha fazla şeffaflık ve işbirliği taleplerini artırırken, uluslararası toplumun bu sorunla daha etkili bir şekilde başa çıkabilmesi için çözümler geliştirmesi gerekmektedir. Dünya, İran’ın nükleer programındaki gelişmeleri titizlikle izlemeyi sürdürecek.