Son günlerde dünya genelinin gündemini bir kez daha sarsan bir gelişme yaşandı. İran, nükleer programına yönlendirdiği 30 milyar dolarlık dev bir yatırım ile dikkatleri üzerine çekti. Bu durum, birçok ülkede endişe ve tartışma yaratırken, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın konuyla ilgili sert açıklamaları gündemdeki yerini koruyor. İran’ın bu girişiminin, uluslararası güvenlik açısından ne denli risk taşıdığı konusunda uzmanlar arasında görüş ayrılıkları baş gösteriyor. Ancak yanıt arayan tek bir soru var: Neden şimdi?
İran, nükleer programına yaptığı bu büyüklükteki yatırım ile uluslararası camiada yeni bir tartışmanın fitilini ateşlemiş durumda. Uzmanlar, bu yatırımın yalnızca enerji ihtiyacını karşılamakla kalmayıp, aynı zamanda İran’ın nükleer silah edinimi yolundaki kararlılığını da pekiştirdiğini savunuyor. Son yıllarda yürütülen müzakerelerin ardından elde edilen kısıtlamalar, İran’ın nükleer programını denetlemek için yapılan anlaşmaların deliklerini arayarak bu gibi hamleler yapmasına zemin hazırladı. Bununla birlikte, İran’ın nükleer alandaki ilerlemesi, yalnızca bölgede değil, tüm dünyada stratejik dengeleri bozma potansiyeline sahip.
Bu gelişme karşısında, eski ABD Başkanı Donald Trump, sistematik bir şekilde İran’a karşı yürütülen politikaların yetersizliğine dikkat çekti. Trump, sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımla, “İran’ın nükleer programı için 30 milyar dolar bulabiliyorlar ama kendi halklarına yardım etmiyorlar” şeklinde ifadeler kullandı. Bu olay, yalnızca Trump’ın değil, birçok uluslararası liderin de tepkisini çekti. Ülkeler, İran’ın nükleer kapasitesinin arttığı yönündeki endişeleri dile getirirken, bu durumu kontrol altına almak için daha sıkı tedbirlerin uygulanmasını talep ediyor.
Bunun yanı sıra, Avrupa Birliği ve diğer büyük güçler, İran ile var olan nükleer anlaşmanın yeniden gözden geçirilmesi yönünde çağrılarda bulunmakta. Uzmanlar, bu tür genişlemelerin uluslararası güvenliği zayıflatacağını ve yeni bir silahlanma yarışına neden olabileceğini belirtiyor. Nükleer anlaşmanın sona ermesi ya da ihlal edilmesi durumunda, dünya genelindeki güç dengeleri ciddi boyutlarda etkilenebilir.
Sonuç olarak, İran’ın nükleer programına yapmış olduğu 30 milyar dolarlık yatırım, dünya çapında yankılanan ciddi bir mesele olarak ön plana çıkmaya devam ediyor. Trump’ın açıklamaları ve uluslararası tepkiler, bu durumun ne denli ciddi boyutlara ulaşabileceğini göstermekte. Gelecekte yapılacak diplomatik hamleler, bu zorlayıcı durumda kritik bir rol oynayacak. Ancak tüm gözler, İran’ın yanıtına ve muhtemel gelişmelere çevrilmiş durumda.